Oksijen ve Kaslar

Oksijen ve Kaslar

Bugünkü makalemiz oksijenlerin kaslarla olan ilişkisi hakkında olacak. Kaslarınız tam anlamıyla gelişmiyor mu ? sürekli kendinizi yorgun ve halsiz mi hissediyorsunuz ? gücünüz yerinde değil mi ? yada sabah kalktığınızda kendinizi dinç hissetmiyor musunuz ? evet bunların büyük bir kısmı oksijenden kaynaklı oluşuyor. Şimdi bunları kısa ve öz bir şekilde inceleyelim.

Oksijen insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için vazgeçilmezdir. Enerji üretiminde oksijen büyük rol oynar. Solunum yoluyla vücuda girer ve akciğerde hava keseciklerine ulaşır ordan kılcal damarlardaki zara doğru yol alır ve kana karışır. Buraya kadar hiçbir bölünmeye uğramayan oksijen buradan sonra kanda ve alyuvarlardaki hemoglobin adlı proteine bağlanarak taşınır. Dolaşım sistemiyle dokulara ulaşır ve hücrelerde kullanıma hazır olur. Ayrıca dünyada Atmosferde %21 oranında oksijen bulunmaktadır. Hacim olarak %99 agırlıkca %20.9 oksijen ihtiva eder. Suyun içinde ortalama %89 oksijen bulunur ayrıca oksijen serbest halde havada suda toprak içindede bulunmaktadır.

 

İnsan vücudunundaki oksijen miktarı çok fazla uçuk aralıklarda değişiklik göstermez. Vücudumuzla yapıtgımız aktiveteler durumunda oksijen ihtiyacını vücudumuz ona göre ayarlar. Bunu sağlayan ise taşikardidir. Örnek verecek olursak eğer fitness yada bodybuilding yaparken yani kas gücü gerektiren aktiveteler yaptığımız sırada nabzımız artar ve bu sayede enerji ihtiyacı ortaya cıkar. Kaslara yeterli miktarda oksijen gitmesiyle bu enerji ihtiyacı karsılanır. Cunku kandaki oksijen miktarı ne kadar çok ise kan akımı o kadar hızlanır. Bu sadece vücut geliştirme antrenmanlarında değil normal kardiyo antrenmanlarındada ortaya çıkmaktadır. Kardiyo antrenmanlarında nabız git gide yükseldiğinden vücut enerjiye ihtiyac duyacaktır.

Peki ya kalbimiz sadece bu durumlarda mı daha çok atmaya başlıyor ?

  • Kas gerektiren işlerde : fitness – bodybuilding
  • Kardiyo antrenmanları
  • Aşk
  • Cinsellik
  • Heyacan
  • Korku
  • Sinir anı kavga
  • Sigara
  • Alkol
  • Kafein türevleri (kafein vs)
  • İlaçların bazıları (astım ilaçları ventolin vs)

Evet yukarıda saydığımız durumlarda oksijen ihtiyacımız çoğalıyor. İnsan vücudundaki oksijen miktarının aralıklarının cok ucuk olmadıgını söylemiştik bu durumlarda taşikardinin devreye girdiğinide söylemiştik peki ya taşikardi nedir ?

TAŞİKARDİ : kalp ritminin dinlenme sırasında ulaşacağı üst sınırı aşmasıdır. sinüs taşikardi ise fizyolojik bir durumdur. Yani yukarda dediğim gibi günlük aktiviteleri gerçekleştirirken vücudu buna göre ayarlar. Yapılan aktivite duyulan heyecan yaşanan sinir kavga içilen kafein içerikleri vs beyine verilen sinyaller dogrultusunda beyindeki sinirleri uyarır ve buda kalp ritmini hızlandırır. Ama kalp ritmi hızlanması tüm etkinliklerde farklı şekillerde tepki verir.

kas-sistemi

Şimdi gelelim kaslarla olan bağlantısına. Dokulara ulaşan oksijen miktarını azaltan durumlarda hipoksi yani oksijen yetmezliği adı verilen duruma yol açar. Hipoksi ne kadar uzarsa sonuçlarıda ağır olabilir. Vücudumuz ağır çalışmalar sonucunda kas kütlesinin hareket etmesi halinde kasılma ve gerilmelere sebep olur bununla beraber artan kalp ritmi artısı sonucunda enerji ihtiyacı ortaya çıkar. Vücut enerjiyi bir şekilde glikojen depolarından almaya çalışırken bunun yanında mutlaka oksijene ihtiyaç duymaktadır. Oksijenle beraber kanda dokulara  ulaşması gereken glikozlar karaciğerden kaslara glikojen olarak depolanır ve kas rahatlar. Dinlenme halinde bile kaslarda bir gerilim vardır buna kas tonusu adı verılmektedır. Kas yorgunluklarının nedenlerı uzun surelı kasılmalardır. Bunu göz onunde bulunduracak olursak eğer sürekli kas çalışılması dinlenırken bıle kasların neden gergın oldugunu acıklar. Kasılma ve esneme durumlarındaki bir kasa bir dakika süreyle besin yada oksijenin gelmemesi kasta yorgunluga sebep verir. Bu durum glikozun oksijeni alamayıp glikojene donusmemesı ve daha sonrasında kaslara ulasmamasıyla beraber oksijensiz ortamda laktik asite donüşmesiyle açıklanabilir. Dinlenme aşamasında kaslarda biriken laktik asit hücrelerde uzaklaşır ve yorgunluk hissi yavaşça azalır. Örnek verecek olursak eğer yaptıgımız ağır antrenmanlar sonrasında vücudumuzda laktik asit birikmesini istemiyorsak eğer. Açık ve temiz bir havada antrenmandan sonra hemen 100 mt yada aralıklarla 3 kere 100 mt depar atarak kalp ritmimizi hızlandırıp havadaki temiz oksijeni vücudumuza alıp kanımızdaki glikozun laktik aside donusmesini engelleyebiliriz. Böylelikle kaslarımızda laktik asit oluşumu daha az gerçekleşir hatta çok aza iner.

Son olarak size vereceğim tavsiyelerim şunlar olacaktır.

  • Oksijensiz bir salonda antrenman yapmayın ! ( bodrum kat yada çok havasız salonlarda)
  • Antrenmandan sonra kardiyo mutlaka yapın kısa süreli 10 – 15 dk lık bir koşu yada yürüyüş

 Yazar : Özgür Mustafa Geldeç 
 2. Kademe vücut geliştirme ve fitness antrenörü

yazar olmak

YORUMLAR

WORDPRESS: 1
  • comment-avatar

    Oldukça yararlı harika bir yazı olmuş teşekkürler.